Merhaba sevgili arkadaşlar. Gayet masumane bir şekilde biraz evvel kalktım. Ben kalkınca sikim de kalktı.
Tuvalete işemek düsturu ile yol alırken kazara topuğumla sikime bastığım an durumun vehametini kavrayıp nöbetçi amcık olmadığı için mecburen sabuna hallendim.
Bilirsiniz, hayal etmek otuzbircinin ekmeğidir. Azdığı sıra aklına en olmadık hatunu (ibneler ferhat güzel tipli abilerimizi) getiririz. Onu olmadık yerlerde (morg, kıraathane, gece mesaisinde cnc tezgahının üstünde veya iett durağında vs.) en fütüristik fanteziler eşliğinde sikeriz babam sikeriz.
Hayal bu ya, sikimiz arş-ı alaya değiyor, siktiğimiz canlının amından girip midesini delip ağzından çıkartıyoruzdur.. Boşaldığımız sperm iki okka, dört tatlı kaşığı veya yarım su bardağı kadar oluyor. Sonuçta hayal bizim hayalimiz olduğundan sorun yok.
Velev ki kamışımızdan sıvı çıkıp "boşalmak" denen eylemi gerçekleştirdiğimiz vakit niçin bir pişmanlık kaplar içimizi? Niçin keşkelerle başlayan cümleler kurarız içimizden? Hayal dünyamızdan kopup gerçek hayata gözlerimizi açıp, on santim önümüzde fayanslara bakınca niye ağlamaklı gibi oluruz?
Bu ne menem tarifi imkansız bir halet-i ruhiyedir ki otuzbirden hemen evvel bir bacağını aya öteki bacağını dünyaya koyup uzayda kolbastı oynayıp siktiğimiz kadına (benim fantezim budur genelde) boşaldıktan sonra aynı hayalin devamında "ben seni arkadaş olarak görüyorum" , "seksi değilsin ama sempatiksin" veya en beteri "ben boşaldım ve bacım gözüyle bakıyorum artık sana çünkü hevesim geçti" diyebiliyoruz?