Büyüklere Hikayeler; Liseli

Merhaba abazanlar.
Bizim bahçe demeye bin şahit bir bahçemiz var. 4 odalı kömürlüğün üstüne toprak çekmiş beynini siktiklerim, tahta ile çevirmişler, bahçe olarak kullanıyoruz, bir karış derinliği var. Domates, kabak, biber, maydonoz ve çiçekler var. Her gün akşam üzeri sularım hortumu çekip. Mahallenin karıları kızları akşam üzeri yol kenarında olurlar. Her gün toplanırlar, çay içerler, dedikodunun belini kırarlar. Toplandıkları yer hemen bahçenin dibi, yakaladığım frikiklerin haddi hesabı yok.
En az yarim saat sürer sulama işi. Mahallede bir kız var, lise öğrencisi ama liseli demeye bin şahit, 2 çocuk anası gibi, at gibi, bahçenin karşısında. Boyu 1.75 falan, kumral, ne zayıf ne de kilolu. Tam istediğim kiloda ve vücut ölçülerinde, kalça harikulade. Ne zaman bahçeye çıksam ya bahçenin dibinde olur karılarla ya da ortalarda görünmez, biraz sonra balkona çıkar ve izlemeye başlar. Bir gün de çıkma balkona ben bahçe sularken sikimi kesip atacağım. Balkon süpürmeler, yıkamalar, demire oturup kabak gibi götü ortaya çıkarmalar, frikikler.

Ne zaman baksam bana bakarken yakalarım. Bir gün yine bahçeyi suluyorum. Bu çıktı, biraz oturdu, izlemedeyim. Biraz sonra balkonu süpürmeye başladı. Taş gibi orta boy göğüsleri tamamem gördüm ve ben bunu sikerim, sikmeliyim, o da beni istiyor dedim.

Aradan 10 gün geçti geçmedi kapı çaldı, gelen bu. (Üzerimde her zamanki gibi eşofman, önü salça lekesi beyaz atlet. Bir tane bile lekesiz atletim yoktur bilgisayar başında yemek yeme alışkanlığım yüzünden.)
-Siz de yazıcı var mı?
-Evet, var.
-Biraz araştırma yapmam ve yazıcıdan almam gerekiyor, gelebilir miyim?
-Tabi.
Girdi eve, önden gidiyor ben odayı tarif ediyorum. Ev bayağı büyüktür övünmek gibi olmasın. 2 balkon, 4 oda, mutfak, salon, banyo, tuvalet.
Hemen götünden gidiyorum götüne bakarak, neredeyse yapışacağım oracıkta, istediğim gibi, iri, şekilli, taze.

Giriyoruz odama, geçiyorum bilgisayar başına, yanıma bir sandalye çekiyorum, oturuyor.
Bu söylüyor ben araştırıyorum, buluyorum, istediği bölümleri çıkarıyorum. Sohbet ediyoruz. Sikik, sıkıcı sorular soruyorum kaça gidiyorsun, derslerin nasıl gibi. Kız arkadaşım olup olmadığını soruyor. Yok diyorum, ağır abazanın ben, dayanamıyor hiç bir kız diyorum, gülüyor. Yaklaşık bir saat oluyor, iyice amı götü dağıtıyoruz.
Bana "seni uzun zamandır izliyorum ve beğeniyorum" deyiveriyor. Ben de seni beğeniyorum diyorum. Bu laftan sonra dudaklara yapışması gerekir, değil mi? Ama acemi, yapışmıyor, ben yavaşça sokuluyorum dudaklara. Şerefsizim heyecandan bayılıp başıma kalacak. Fazla hırpalamadan biraz sevişiyoruz. Bakire olup olmadığını soruyorum. Bakire değilim, parmağı fazla kaçırdım diyor. Ayağa kaldırıyorum, kucağıma oturtuyorum. (Bu arada evde kimse yok. Babam işte, annem arkadaşında, biladerin biri şehir dışında biri okulda.)
Kollarımla sarıyorum, ensesini öpüyorum, saçlarını kokluyorum, kafasını çevirip dudaklardan öpüyorum, kulağını emiyorum bir elimi göğüslere atıyorum. Üzerinde beyaz eşofman ve kısa kol tişört var. Biraz sonra diğer elimi sokuyorum eşofmandan. Amı küçücük, taze, yanıyor cayır cayır, orta parmağım zorlanıyor desem abartmış olmam. Yorulmuş it gibi solumaya, inlemeye başlıyor. Ters çeviriyorum, yüzü bana geliyor, hem öpüyorum hem de iri kalçaları elliyorum. Tişörtü ve sutyeni çıkarıyorum, göğüsleri hayvan gibi emiyorum, yalıyorum. Ayağa kalkıyoruz, eşofmanı ve beyaz iç çamaşırını çıkarıyorum, oturtuyorum yatağa. Amı ile oynamaya, yalamaya başlıyorum. Oynarken boşalıyor. İyice oynuyorum, artık 2 parmağım giriyor.
Ayağa kalkıyorum, atleti çıkarıveriyorum, eşofmanı çıkarıyorum, gözler faltaşı gibi oluyor daha kilotu çıkarmadan. Noluyor lan diyorum, bir bakıyorum kafası kilottan çıkmış aletin, merhaba diyor kıza. Kilotu çıkarıyorum, yaklaşıyorum iyice, ağzına dayayınca yalaması gerektiğini anlıyor. Ürkek ürkek, yavaş yavaş, inceleye inceleye başlıyor. Amına koduğumun kızı, öyle olmaz o diyorum, kafayı iki elimle sabitleyip bir köklüyorum ta midesine kadar iniyor. Şaka lan şaka, yavaş yavaş itiyorum, biraz işi öğreniyor, 10 dakika kadar sürüyor sakso.
İlk kez yarrak yiyecek, korkutmayalım, ürkütmeyelim, bir sakatlık çıkmasın diyorum ve yataktan alıp yere yatırıyorum sırt üstü. Bacakları ayırıyorum, kafasını dayıyorum, zorluyorum ama ıhh, girmiyor. Biraz daha ıslatıyorum, tükürüyorum yeniden yükleniyorum. Başı güç bela giriyor. Biraz acıyacak, sık dişini deyip biraz hayvanlaşıyorum ve hızlıca köklüyorum. Biraz daha giriyor. Yavaş yavaş gidip geliyorum, alıştırmak lazım, kancık eşek sikmiyoruz amına koyayım. Fazla zorlamadan, fazla bir şey beklemeden pompalıyorum, altımda öyle bir inliyor ki tarifi mümkün değil. Dar, taze ve sıcak am, inlemeler beni delirtiyor, azdırıyor. 2 gidiyorum çıkarmadan, sonra bir de sakso ama ne zevkli. Yarim saat kadar uzanıyoruz, sarılıyorum buna, sohbet ediyoruz. Üzerimizi giyiyoruz, yarrak yediğini belli eder şekilde yürüyor. Uyarıyorum, bak dışarda 10 küsür karı ver ve bunların yediğini yarrağın haddi hesabı yok. Böyle yürürsen anlarlar diyorum, yürüyüşene zorda olsa çeki düzen verip evin yolunu tutuyor.

Araştırma, yazıcı, ot, bok bahanesiyle kaç kez daha geliyor ve sikişiyoruz. Araba ile lisenin önünden alıp götürüyorum bir kaç kez. Bir kaç kez gece, bir kaç kez bunların evde bilgisayar alınca. 6, 7 ay ayrılık yaşadık, sonra tekrar geldi, bir kaç kez daha birbirimizin olduk. Okulu nedeniyle başka şehire taşındılar, gitti gül gibi am, kabak gibi göt. En zevklileri bunların evde olanlardı. Şimdi biri kapıyı çalacak korkusu, ah, ahh liselim ahhhh.