takımı için oldukça yaralı bi defans oyuncusudur. ancak ortaya çıkabilecek tüm durumlar önceden hesaplanıp ona göre davranılmalıdır. şöyle ki;
1 - söz konusu forvet, gay olan defans oyuncumuza aşık değilse;
bu durumda defans oyuncumuz forvetin peşini bırakmayacaktır ki bu da takımı için son derece yararlıdır. ama bi süre sonra yüz bulamayıp, aşkını kalbine gömüp ondan vazgeçerse işte o zaman oyunda alınmalıdır. yoksa forvet oyuncusu sahada cirit atacaktır.
2- söz konusu forvet oyuncusu da defans oyuncusuna aşık ise;
bu durumda kim daha çok aşıksa* onun sözü geçer. burda iş teknik heyete düşüyo. çünkü eğer defans oyuncusu kendini forvete fazla kaptırmıssa; forvetimiz, defans oyuncumuza "aşkım izin ver de bi gol atıyım" der ve gözü aşktan başka hiç bi şeyi görmeyen defans oyuncumuz onu serbest bırakır o da gollerini leblebi gibi sıralar. ama eğer forvet oyuncusu yıllardır aradığı aşkı defans oyuncusunda bulmussa o zaman da gol atmaz ki aşkı iyi oynadı görünsün.
dediğim gibi ikinci durumda tüm iş teknik heyete düşüyo. kimin daha çok aşık olduğunu kestirmeleri gerekir ki taktiklerini ona göre belirlesinler.