Ne desem bilmem ki... King Crimson'un '80'lerle '90'ları hakkatten de ulaşılması zor şeyler. ama benim gibi bir kez seven de bir daha bırakamaz.
king crimson'ın In the Court of the Crimson King albümü birçok kişi tarafından progressive müziğin başlangıcı kabul edilir. türkiyedeki etkisi çok büyük olmuştu şarkıların anlamları hakkında şehir efsaneleri bile vardı. özellikle epitaph (mezar taşındaki yazıt) parçası için öykü şöyleyd:ibir grup kızlı erkekli hippi grubu içinde arkadaşlıkları başlarken birbirrlerine aşık olmama sözü verilir. ancak tüm direnmelerine reğmen birbirine aşık olan gençlerden biri (kız) bunu söyleyemediği için intihar eder.ölenin mezar taşında da bu öyküyü ima eden sözer yazılı şeklindeydi. bizde vay be deyip hüzünlenirdik.
gerçekten albüm büyük bir başyapıt böyle bir sound ve şarkı söyleme tarzı yoktu o zamana kadar. bir dönem başlattı etrafta bir yığın gürültülü müzik yapan grup vardı ve benim hoşuma gitmiyordu bu albümü ilk dinlediğimde işte aradığım bu dediğimi hatırlıyorum ve progressive hayranlığım bu albümle başilamıştı geleneksel rock la yolumun ta o zaman ayırıldığını hissetmiştim ayrıca sözleri de çok güçlü ve göndermelerle dolu yani düz anlamlarından başka anlamlar taşıyor